DNA, birçok bilim kurgu hikayesinin ve gerçek bilimin temelini oluşturan, çift sarmal şeklindeki bir moleküldür. Bu molekül, hücrelerimizin içindeki bir kitap gibi saklanan genetik talimatları barındırır.
Gen bir kitapsa epigenetik satır arasıdır!
DNA’nın mutasyona uğraması, zaman zaman olabilir ve bu mutasyonlar, bir nesilden diğerine aktarılabilir. Peki ya epigenetik nedir? DNA mutasyonu ve epigenetik arasındaki ilişkiyi anlamak, çok önemli. Epigenetik, çevresel faktörlerin gen ifadesini nasıl etkilediğini araştıran bir alandır (1). Bu, genetik mirasımızın ötesinde yaşam tarzımızın ve çevremizin de gen ifadesine etki ettiği anlamına gelir.
Hiç merak ettiniz mi vücudumuzda genetik materyal içeren hücrelerin hepsinde aynı DNA kodları bulunuyorken neden hepsi farklı davranıyor? Yani karaciğer hücreleri besinleri metabolize ederken aynı DNA’ya sahip deri hücresi bambaşka bir morfolojide ve görevde karşımızda beliriyor. Aslında bu işin sırrı her hücrede gen ifadesinin farklı seviyelerde olmasından ve bunu düzenleyen mekanizmanın Epigenetik biliminin temelini oluşturmasından kaynaklanır.
Eğer genler bir kitap olsaydı, harfler DNA ve bu kitabın satır aralarındaki notlar epigenetik olurdu. Yani, DNA mutasyonları ve epigenetik birbirlerini etkileyebilir. Bir gen biraz değiştiğinde, bu onun ne kadar ifade edileceğini etkileyebilir. Biraz karışık ama gerçekten ilginç bir mevzu! Ya da daha zorlayıcı bir metaforlarla anlatmak gerekirse; DNA’mız bir kütüphane ise, epigenetik o kütüphanedeki kitapların düzeni ve okunabilirliğiyle ilgilenir.
Bir an için düşünelim: Yediklerimiz, içtiklerimiz, nefes aldığımız hava, hatta çevremizdeki insanlar bizim genlerimize etki edebilir mi? Cevap evet! Çünkü epigenetik, çevremizdeki her şeyin, sağlığımız üzerindeki etkilerini inceler. Düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve hatta stressiz bir yaşam sürmek, genlerimizi bile etkileyebilir (2).
Travmalarımız epigenetiği etkiler mi?
Peki, yaşadığımız deneyim ve travmalar epigenetiğimizi etkileyebilir mi? Cevap yine evet, bazı araştırmalar travmatik deneyimlerin gen ifadesini etkileyebileceğini gösteriyor. Yeme içme alışkanlıkları, alkol veya madde bağımlılığı gibi faktörler de epigenetiği etkileyebilir (3). Bu durumlar, hastalık yatkınlığını da etkileyebilir.
Epigenetik, kalıtsal değil ancak kalıtsal olabilir. Kalıtsal olmayan bir özellik olarak başlar çünkü epigenetik işaretler, genetik materyaldeki DNA dizisinde değişiklik yapmadan gen ifadesini etkiler. Bu değişiklikler, çevresel etkenler veya yaşam tarzı seçimleri gibi faktörler nedeniyle oluşabilir. Eğer bu epigenetik değişiklikler yumurta ve sperm hücrelerinde meydana gelirse o hücrelerdeki epigenetik kalıp oluşan yeni nesle aktarılır (4).
Atalarımızın travmalarını devralıyor muyuz?
Madem epigenetik yaşam tarzımızla, hastalıklarla ya da yaşanılan travmalarla değişebiliyor üstelik kalıtsal o zaman anne ve babalarımızın hatta büyük büyük atalarımızın yaşadığı travmalar DNA’mızın işleyişinde önemli bir rol oynuyor (5).
Özellikle son zamanlarda bahsedilen ve atalarımızdan devraldığımız davranış modellerinin olup olamayacağına ilişkin tartışmalara birde bilimsel bir yaklaşımla gözatalım.
Atalarımızdan devraldığımız davranış modellerinin epigenetikle açıklandığı bazı çalışmalar şunlardır:
- Örneğin, yapılan bir araştırmada, ebeveynleri stresli bir ortamda büyüyen fare yavrularının, strese karşı daha duyarlı oldukları ve daha fazla stres hormonu salgıladıkları bulunmuştur. Bu araştırma, stresin DNA metilasyonunu değiştirerek gen ifadesini etkileyebileceğini ve bu değişikliğin yavrulara aktarılabileceğini göstermektedir (6).
- Başka bir araştırmada, anneleri açlık çeken fare yavrularının, yetişkin olduklarında daha fazla yiyecek tükettikleri ve obezite riskinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu araştırma, açlığın DNA metilasyonunu değiştirerek gen ifadesini etkileyebileceğini ve bu değişikliğin yavrulara aktarılabileceğini göstermektedir (7).
- Bir başka araştırmada, savaş ortamında yaşayan çocukların, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) geliştirme riskinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu çocuklarda, DNA metilasyonu ile TSSB ile ilişkili genlerin ifadesi arasında bir ilişki olduğu görülmüştür (8).
Bu çalışmalar, atalarımızdan devraldığımız davranış modellerinin, epigenetik değişiklikler yoluyla şekillenebileceğini göstermektedir.
Ancak, epigenetik kalıtımın moleküler karmaşıklığı ve hangi durumlarda ve ne şekilde aktarılabileceği hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır. Çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimleri, epigenetik işaretler üzerinde etkili olabilir, ancak bunların tam olarak nesilden nesle aktarılma süreci ve mekanizmaları henüz net değildir (9). Bu konuda devam eden araştırmalar, epigenetik kalıtımın hangi durumlarda ve nasıl gerçekleştiğini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Epigenetik biliminin daha çok yol kat etmesi gerektiği bir gerçek. Bu alandaki yeni keşifler, sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrını aydınlatabilir. Belki de gelecekte, epigenetiğin derin sırlarını daha iyi anlayarak sağlıklı yaşlanma sürecimizi yönlendirebiliriz.
Bu yazımda epigenetiğin gerçekten önemli bir konu olduğunu anlamış olduk. Kendi hatta bizden sonra gelecek olan neslin genlerini bile etkileyebiliriz, gerçekten inanılmaz bir şey! Bu da demek oluyor ki, kendi kaderimizin bazı satırlarını yazma konusunda aslında elimizde büyük bir güç var. Bilim, gerçekten hayatımızı şekillendiren ve anlamlandıran bir şeydir. İlerleyen zamanlarda daha fazla bilimsel keşfi keşfetmek dileğiyle!
Bunları biliyor muydunuz?
- Epigenetik değişiklikler, anne karnındaki gelişimden yaşlanmaya kadar yaşamımızın her aşamasında meydana gelebilir.
- Epigenetik değişiklikler, kalıtsal olabilir.
- Depresyona girmek epigenetiğimizi değiştirebilir.
Referanslar:
- Mazzio, E. A., & Soliman, K. F. (2012). Basic concepts of epigenetics: impact of environmental signals on gene expression. Epigenetics, 7(2), 119-130.
- Ricks, J. (2014). The Biology of Beating Stress: How Changing Your Environment, Your Body, and Your Brain Can Help You Find Balance and Peace. Red Wheel/Weiser.
- Al Jowf, G. I., Snijders, C., Rutten, B. P., de Nijs, L., & Eijssen, L. M. (2021). The molecular biology of susceptibility to post-traumatic stress disorder: highlights of epigenetics and epigenomics. International journal of molecular sciences, 22(19), 10743.
- Burggren, W. (2016). Epigenetic inheritance and its role in evolutionary biology: re-evaluation and new perspectives. Biology, 5(2), 24.
- Lehrner, A., & Yehuda, R. (2018). Cultural trauma and epigenetic inheritance. Development and psychopathology, 30(5), 1763-1777.
- Bale, T. L. (2006). Stress sensitivity and the development of affective disorders. Hormones and behavior, 50(4), 529-533.
- Savona-Ventura, C., & Savona-Ventura, S. (2015). The inheritance of obesity. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 29(3), 300-308.
- Ramo‐Fernández, L., Schneider, A., Wilker, S., & Kolassa, I. T. (2015). Epigenetic alterations associated with war trauma and childhood maltreatment. Behavioral sciences & the law, 33(5), 701-721.
- Deans, C., & Maggert, K. A. (2015). What do you mean,“epigenetic”?. Genetics, 199(4), 887-896.