Lüks donanımlı rehabilitasyon merkezlerinin ücretleri, birçok kişinin bir yılda kazandığından daha fazlasına mal olur ve üst düzey tedaviyi ifade eder. Dolayısıyla genellikle zengin ve ünlülerin tercih ettiği yerler olarak algılanır. Ben de kariyerime toplum ruh sağlığı alanında başladım ve özellikle ciddi ruhsal hastalıklara odaklanarak ilerledim.
Sokaktaki seanslardan lüks kliniklere…
Bağımlılığı ve eş zamanlı bozuklukları yüksek kaliteli hizmet sunan bir merkezde tedavi etmeye geçtiğimde, işimin çoğunlukla psikolojik destek arayan sağlıklı bireylerin, madde kullanım bozukluklarına destek olmaktan ibaret olacağını hayal etmiştim. Önceki işimde, danışanlarımın çoğu evsizdi, bu yüzden onlarla olan “seanslar”ımız genellikle sokaklarda oluyordu ve kamu ruh sağlığı sisteminin uzun vadeli iyileşme için çok büyük önem taşıyan sürekli destek alanındaki eksikliği beni derinden etkiledi. Bu durum, sonsuz gibi görünen bir döngüydü: Krizlerin bir istikrara kavuşamaması, yatarak tedaviler ve ardından yaşamın tekrar sokaklarda devam etmesine yol açan, devamlılık arz eden koruyucu tedavi planlamalarının yetersizliği nüksetmeyle sonuçlanıyordu. Tüm bunlar beni hayal kırıklığına uğratıyordu. Üstelik bu döngü devam ediyordu, acı dayanılmazdı ve sistem, gerçek ve kalıcı çözümler yaratmak için yetersiz fonlanmıştı.
Amacımın her zaman en karmaşık ve en zor durumda olan kişilere psikolojik hizmet vermek olmasının altında yatan sebep, bu popülasyonun, durumlarının karmaşık ve zor olmasına rağmen az deneyime sahip kişiler tarafından hizmet görmeleriydi. Ancak, beni şaşırtacak bir şekilde, bu spektrumun tamamen zıttı olan lüks bir tedavi merkezinde klinik psikolog olarak çalışmak üzere bir iş teklifi aldım. Burası, danışanlardan son derece yüksek tutarda ücretler alan özel bir klinik.
Klinikte üst düzey terapistler, bağımlılık psikiyatristleri, bağımlılık doktorları, 7/24 hemşire ekibi ve tıbbi detoks, nöropsikolojik testler, deneyimsel programlama, yoğun atölyeler, özel sürekli bakım koordinasyonu, güçlü bir mezun programı ve her zaman hazır olan özenli konaklama destek personeli sunuyoruz. Hastalar, bireysel psikoterapi için haftada üç kez, iç hastalıkları uzmanı ve bağımlılık psikiyatristi tarafından haftada bir kez görülür. Bu muayenelerin amacı hem psikiyatrik ilaç yönetimi hem de bağımlılıklarıyla ilgili veya ilgisiz herhangi bir fiziksel sorunu yönetmek içindir. Grup düzeyinde dialektik davranış terapisi gibi kanıta dayalı tedavilere her gün katılır; bağımlılık, nüks önleme, farkındalık (mindfulness) meditasyonu hakkında bilgi edinirler ve aylık aile programına katılım imkanı bulurlar. Burada aile üyeleri bağımlılık hakkındaki tüm dinamikleri detaylıca öğrenir. Hastalara haftada iki kez, deneyimsel etkinlikler sunulur. Bu etkinlikler aracılığıyla hastalar, ayık yaşamanın güçlü ve aktif bir yaşam sürdürmeye engel olmadığını öğrenebilirler. Yelkenliyle gezinti, at terapisi, kano, zip hattı, tırmanma, doğa yürüyüşü ve dağ bisikleti bu etkinlik ve egzersilerden sadece bazıları.
Haftada iki kez, hastalara alkolikler için Adsız Alkolikler, Narkotikler için Adsız Narkotikler, SMART Recovery veya Budist odaklı, herhangi bir alanda kendine destek grupları sunulur ve teşvik edilir. Çünkü bu hastalığın izole bir şekilde tedavi edilemeyeceği kuşkusuzdur. Haftada iki kez masaj ve akupunktur, yoga, fitness ve klinik olarak gerekli görüldüğünde Somatik Deneyimleme Terapisi veya EMDR (Göz Hareketi Duyarlılaştırma Yeniden Programlama) gibi belirli tedavi modelleri sunulur. Taburcu olmadan önce danışanlara, “gerçek yaşam”a düzgün bir geçiş ve tam destekli bir dönüş için üst düzeyde devam eden bir koruyucu tedavi planı koordinasyonu sağlanır.
Şanslı azınlık
Ve işte o çarpıcı gerçeklik: Bu tedavi işe yarıyor! Tabii kesinlikle mükemmel değil ve ben kariyerime başladığımdan bu yana birçok hastamız hastalığa yenik düştü, ancak pek çok durumda danışanlarımız başarılı oluyor ve gelişiyor. Ve başaramadıklarında, yanlış gidenleri belirleyip, kendilerine tedavi için bir şans daha verebilirler. Başarısız olduklarında ise, nelerin yanlış gittiğine bakılıp, kendilerine özel yapılandırılan bir tedavi planı ile başarıya ulaşmak için tekrardan rehabilitasyona başlayabilirler. Maddi kaynakları üst düzeyde olan bireyler, ruhsal sağlık sorunları ve bağımlılıklarıyla mücadele etmek için üst düzey kaynakları karşılayabilme gücüne sahip. Ekonomik gücü olmayanlarsa, genellikle yetersiz şekilde finanse edilmiş ve tükenmiş bir bakım sistemini kullanmak zorunda. Bu sistemde çalışanlar genellikle tükenmişlik, ikincil travma ve umutsuzlukla yüzleşir. Bu, şu soruyu akla getiriyor: Ekonomik imkanı olmayanlara, varlıklı olanların faydalandığı son teknoloji tedavilerini sağlamak için daha etkili bir yöntem nasıl sunabiliriz? Zengin topluluklardaki zihinsel hastalık ve bağımlılık stigmatını nasıl azaltırız? Bunlar, birbirinden çok farklı ortamlarda çalışmamla edindiğim gözlemlerim ve düşüncelerim sonucu ortaya çıkan bazı önemli sorulardan sadece birkaçı.
Toplum ruh sağlığından modern bağımlılık ve eş zamanlı bozukluklara üst düzey tedaviye geçişimin başlangıcından itibaren, birçok varsayımım konusunda zorlandım. Şimdi evsiz bir adamı ve bir CEO’yu ele alalım: San Francisco’daki sokakta herkesin gözü önünde eroin kullanan (Sağlığa zararlıdır) evsiz bir adam düşünün. Bu kişi, zaman zaman anlamsız konuşmalar ve halüsinasyonlar yaşayarak derin bir sıkıntı içindedir. Öte yandan kliniğimize özel jetiyle gelen, daha iyi bir ilaç tedavisi gören ve detoksla opiat bağımlılığına çözüm arayan bir CEO düşünelim. Opiat bağımlılığı açısından, özel jetiyle tedavi merkezimize gelen CEO ve evsiz adam aslında birbirinden farklı değildir. Sadece ekonomik gücün getirdiği bir farklılık söz konusu. Para, kötü şartlardan kaçınma olanağı sağlar ve o CEO’nun tedavi arayışına yol açan kötü koşulları yaşamamasını sağlar. Zenginlik ve imkanlar dışında, sokaktaki evsiz biriyle özel jetiyle tedavi merkezine gelen bir CEO arasındaki tek fark, bu iki bireyin yaşadığı “dip noktası”nın farklı olmasıdır. Para, bireylere tedavi arayışına yol açan en kötü koşullardan bazılarından kaçınma olanağı sağlar. Madde kaynaklı psikozun kalıcı şizofreni teşhisine dönüşmeden önce tedavi alma şansı, normal bir yaşam sürdürmeyle sıklıkla kalıcı evsizlik veya yatarak psikiyatri hastanesine yol açan bir yaşam arasındaki farkı belirleyebilir. Yani tedavi almak ya da almamak, bir bireyin yaşamında önemli bir ayrım yaratır. Tedaviye yanıt vermek, genellikle daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürme olasılığı anlamına gelirken, tedavi alamayan bireylerin sıklıkla kalıcı evsizlikle veya yatarak psikiyatri hastanesine yönlendirilen zorlayıcı bir yaşamla karşılaşabileceği bir gerçektir. Hatta mevcut genel yatarak psikiyatri merkezleri genellikle doludur ve daha fazla hastayı kabul edemez.
Zenginlikle ilgili bağımlılık ve zihinsel hastalığın olumsuz yanı şu: Çoğu zaman bireylerin paraları ve kaynakları olduğu için tedaviden kaçınabilme riski ve bağımlılıklarını maddi açıdan destekleyebilme rahatlığı vardır. Tercih edilen maddeye ulaşabilme lüksü ve çevresel rahatsızlıktan kaçınma olanağının varlıklı bireylere ek süre tanıması, genellikle aşırı doz, karaciğer yetmezliği, intihar ve bağımlılığın aktif evresinde daha uzun yıllar geçirme riskini artırır. Bu bireyler bazen, bağımlılık konusunda genel bir eğitim eksikliği bulunan, aynı zamanda sağlıklı sınırlar oluşturmayı bilmeyen ve hastalığı istemeden teşvik eden aile üyeleri ve arkadaşlar tarafından desteklenmektedir.
Umut hep var…
Toplum ruh sağlığından ayrıldığımda, nadiren ciddi ruhsal hastalıkları tedavi edeceğimi ve önceki danışanlarımın çektiği acılardan daha azıyla karşılaşacağımı varsaydım. Açık olmak gerekirse, farklı türlerde olsa da acı acıdır ve bağımlılık ya da psikolojik hastalıklar sosyoekonomik sınırları tanımaz. Major depresif bozukluğun yıkıcı boşluğu, manik bir epizodun neden olduğu kaos ve risk, sözel halüsinasyonlar ya da zulmeden yanılsamalara sahip olanların korkunç deneyimi ve borderline kişilik bozukluğu olanların yaşadığı kişilerarası çalkantı her ekonomik düzeyde birey için aynı derecede acı vericidir. Önemli olan, özel ödemeli tedavide çalışırken genel olarak bulduğum şeyin, utanma kavramıyla ilgili olduğudur. Defalarca karşımda oturan danışanlarda şahit oldum ki, sadece bağımlılık ve muhtemelen ikincil teşhisler olan depresyon, anksiyete, travma veya kişilik bozukluklarından acı çekip, karşımda oturmaktan dolayı derin bir utanç içinde olduklarını gözlemledim. Varlıklı oluşları nedeniyle, bu sorunlara boyun eğmemeleri gerektiğine inanırlar ve sonraki öz-hoşnutsuzluk veya başarısızlık duygusu genellikle daha derindir. Ayrıca, bu utanma duygusu tedaviye engel olabilir ve acilen tedaviye ihtiyacı olanları izole bir şekilde daha uzun süre acı içinde bırakabilir, bu da hastalığa kurban gitme riskini artırır. Ruh sağlığı ve bağımlılık alanında çalışan bizler, bu tutarsızlıklarla nasıl başa çıkıyoruz? Ekonomik gücü olmayan daha savunmasız bireyler için bilgimizi nasıl harekete geçiriyoruz? Neyin işe yaradığını nasıl belirliyoruz? Zengin zümre arasındaki psikolojik hastalık ve bağımlılık önyargısını nasıl azaltıyoruz? Ne kadar idealist olursa olsun, kişisel deneyimlerimden öğrendiklerimi alıp, bu alanda daha fazla sahada adalet yaratma yollarını aramaya kararlıyım. Temel inancım, sokaklarda yaşayan popülasyon için bağımlılık ve psikolojik hastalıkla mücadele etmenin ilk adımı, barınma sorununun çözülmesi olmalıdır. Aktif bağımlılığı olanların uzun vadeli konut erişimini engelleyen mevcut sistem tamamen yanlıştır. Deneyimlerimize göre, uygun konut olmadan ayık kalabilme ve uygun psikiyatrik ilaçlara erişim olasılığı neredeyse imkansızdır. Tedaviyi karşılayabilenler için bağımlılık ve psikolojik hastalıkla ilgili önyargının üstesinden gelmek, bunu medyada ve okullarda daha fazla konuşmak ve ailelere sınırları net bir şekilde nasıl belirleyeceklerini öğretmek çok önemli. Beni umutlandıran konulardan biri de Psikedelikler, psilosibin terapisi ve MDMA terapisi etrafındaki cesaretlendirici araştırmalar, zihinsel hastalıklarla ve travmanın etkileriyle mücadele etmek için daha etkili yöntemler yaratma konusu. Bu yöntemlerin, alt gelirli bireylerin hizmet erişimini daha kolay ve kullanışlı hale getirmek için daha kolay sunulabileceğine dair umutlarım var. Yapılacak çok iş var ve bağımlılık alanındaki nüks etme verileri pek cesaret verici değil, ancak daha iyisini yapabiliriz ve daha fazla hayatı kurtarabiliriz.